Skip to content

Tehlikenin farkında mıyız?

“Görmemek İnsan’ı eşyadan, duymamak İnsan’ı İnsan’dan ayırır” demiş İ.Kant. Sosyolojik ve psikolojik açıdan duymanın hepimiz için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz, biliyoruz da nedense ihmal edebiliyoruz. Dünya nüfusu yaşlanıyor, gürültü kirliliği artıyor, bilinçsizce ilaç tüketimi artıyor haliyle etrafımızda işitme sorunu yaşayan kişi sayısı da artıyor.

Türkiye’nin en büyük işitme cihazları zinciri olan Si-Ser İşitme Merkezleri yönetim kurulu başkanı Mahfuz Ağaç;

“İşitme duyusu, Allah’ın bize bahşettiği önemli nimetlerden biridir. Değerinin yeterince farkında değiliz ne zaman ki bu nimetten azalma oluyor veya yitiriyoruz o zaman geri kazanmak için uğraş veriyoruz. Asıl olan, bize verilen nimetlerin kıymetini bilmek, ona saygı duymak ve onu korumaktır. Gelişmiş ülkelerde yaşayan kişilerin işitme duyularına verdikleri önemi maalesef gelişmiş ülkelerde veya 3.Dünya ülkelerinde göremiyoruz. Batı ülkelerin yasalarında İnsan sağlığını korumaya yönelik ciddi yaptırımlar varken diğer pek çok ülkeler için bu konu bir anlam ifade etmeyebiliyor.” dedi.

Dünya sağlık Örgütüne göre 1,1 milyar gencin işitme sağlığı eğlence kaynaklı gürültüler sebebiyle risk altında olduğunu belirten Ağaç” işitme kaybının genç nüfustaki en büyük etkisinin; işsizlik, sosyal izolasyon ve erken emeklilik olduğunu ve rapora göre bunların yıllık maliyetinin de 105.000.000.000 $ olduğunu” söyledi.

Dünya Sağlık meclisinin, işitme kaybının önemli bir halk sağlığı problemi olduğunu kabul ettiğini söyleyen Mahfuz Ağaç, ”Dünya sağlık meclisi, işitme kaybının önlenmesi, teşhis ve tedavi edilmesi için sunulan çözüm önerilerini kabul ettiğini ve ülkelerin işitme kaybını öncellikler listelerini almaları gerektiğini önerdi.” dedi.

Mahfuz Ağaç, ”İngiltere’nin önde gelen Tıp dergilerinden The Lancet, ilerleyen yaşlarda karşılaşılacak Bunama riskinin azaltabileceğini yazdı. Bunamayı önleyen 9 yaşam kurallı için de işitme duyusuna önemli vurgu yapılıyor.” dedi.

Türkiye’de son dönemlerde Sağlık bakanlığı ile sivil toplum kuruluşlarının birlikte çok etkin çalıştığını, koruyucu hekimlik tedbirleriyle sağlık sorunlarının azalacağına inandığını söyleyen Ağaç” Geçmişe göre bugün Türkiye’de yaşayanların çok daha şanslı olduğunu söyleyebiliriz. İşitme kaybını ve konuşamamayı kader olarak dünün annelerine söyleyen sistem, bugünün annelerine çocuk doğduğu anda yenidoğan işitme tarama programını hediye ediyor ve yapılmasını zorunlu kılıyor. Bu program sayesinde her yıl yaklaşık 5000 çocuk sağır ve dilsiz olmaktan kurtuluyor. ”dedi.

Türkiye’nin her yerindeki modern Kamu ve özel hastanelerinde hatta ülke genelinde faaliyette bulunan 1300 civarındaki işitme merkezlerinde işitme testlerinin rahatlıkla yapılabileceğini söyleyen mahfuz Ağaç, “ Türkiye artık sağlık turizmi açısından oldukça önemli bir konumdadır. Teşhis, tanı, tedavi, rehabilistasyon ve teknolojik açıdan bir eksiklik yok ancak halkımızdaki işitme bilinci maalesef yeterli seviyede değil ve sistemsel olarak artırılması gerekmektedir. İşitme teknolojisi çok gelişmiş düzeydedir, herkesin çok rahat şekilde ulaşabileceği şartlar hazırlanmıştır ancak işitmeye verilen önem iyi düzeyde olmadığı için vatandaşlarımız bu işitsel teknolojilerden yeterince istifade etmeyerek hayatlarını zorlaştırabilmektedir.” Dedi.

Türkiye’de işitme bilincinin artırılması için uzun yıllardır işitme testlerini ücretsiz yaptıklarını söyleyen Mahfuz Ağaç, “ Türkiye’nin pek çok şehrinde şubeleri bulunan ve Türkiye’nin en büyük işitme zinciri olan Si-Ser işitme merkezlerinde işitme testleri ücretsiz yapılıyor. İşitme sorunu yaşayanlara uzmanlarımız en iyi şekilde işitsel danışmalık vererek vatandaşlarımızın mutlu şekilde hayatlarına devam etmelerini sağlıyor. İşitme duyusunun değerini bilenler daha huzurlu olacaktır.”dedi.